Unified Patent Court / Avrupa Patent Mahkemesi

BREXIT SONRASI UPC/AVRUPA PATENT MAHKEMESİ’NİN GELECEĞİ

TARİHİ ARKA PLAN

Avrupa Patent Mahkemesi (UPC) uzun süreli bir geçmişe sahip bir proje. 1975 yılına ait Topluluk Patenti Anlaşması UPC’nin bugünkü hukuki statüsünün fikir düzeyindeki ilk aşamalarından biri kabul edilebilir. 2008 yılında yapılan deneme Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından 1/09 kararıyla reddedildi ve Avrupa ve Topluluk Patent Mahkemesi (ECPC) Anlaşması’nın AB yasalarıyla uyumlu olmadığı karara bağlandı.

2011 yılında Avrupa Parlamentosu ve Konseyi 25 AB ülkesi arasında (İspanya, Hırvatistan ve İtalya hariç) geliştirilmiş işbirliği yapılmasını kararlaştırdı ve Avrupa Komisyonu UPC Anlaşması taslağı ve ilgili iki yönetmeliği sundu. UPC Anlaşması ise 19 Şubat 2013’te imzalandı. Bu arada Adalet Divanı İspanya’nın UPC’nin hukuki altyapısına dair itiraz başvurularını reddetti. Avrupa Parlamento’sunun ve Avrupa Konsey’inin 15 Mayıs 2014 tarihli ve 1215/2012 sayılı yönetmeliğini değiştiren ve Brüksel yönetmeliği olarak bilinen 542/2014 yönetmeliği UPC’nin işleyiş kurallarına ilişkin düzenlemeleri tanımladı. İtalya UPC Anlaşması’na 2 Ekim 2015 itibarı ile katılırken İspanya ve Hırvatistan anlaşmaya dahil olmamış durumda. Hırvatistan AB’ye 1 Temmuz 2013’te katıldığı için kapsam dışında bulunuyor.

BREXIT SONRASI DURUM

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmayı oyladığı referandumun sonuçlarının Avrupa Patent Mahkemesi’nin sonuçları üzerine önemli etkileri olduğu ortada. Öncelikle UPC’nin geldiği aşamadan kısaca söz edilecek olursa UPC anlaşması Md. 89 uyarınca yürürlüğe girme koşulları 13 ülke onayı gerektirmekteydi ve bunların arasında 2012 itibariyle en yüksek sayıda Avrupa patent tesciline sahip menşe ülkeler İngiltere, Fransa ve Almanya’nın mevcudiyeti gerekiyordu. Şu an için eldeki ülke meclislerinde onay sayısının 11 olduğu düşünülürse sürecin sonunun göründüğü ve kısa zamanda mahkemenin aktif göreve başlayabileceği öngörülebilirdi. Ancak Brexit bu öngörüleri değiştirdi.

Bilindiği gibi UPC Anlaşması Md. 7(2) uyarınca UPC’nin merkez biriminin Münih gibi Londra’da da bir şubesi olması öngörülmüştü. Yine UPC Anlaşması uyarınca Londra şubesinin A ve C IPC sınıflarında yani İnsanı İhtiyaçlar ve Kimya-Metalurji teknik alanlı patentlere dair ihtilaflara bakması öngörülmekteydi. UPC’nin faaliyete geçme sürecini idare eden Hazırlık Komitesi 30 Haziran 2016 tarihli toplantısında “farklı senaryolara dair daha fazla bilgi ihtiyacıyla birlikte mahkemenin faaliyete geçmesi için öngörülen işlemlerin planlandığı gibi devam etmesi” yönünde görüş bildirmişti.

Mevcut durumda İngiltere’de IP Federation, CIPA ve IPLA’nın hükümetin politikası üzerinde etkili olmak görüşü hazırladığı belirtilmekte. Bu noktada İngiltere’nin Brexit oylamasına rağmen UPC Anlaşması çatısı altında kalmaya devam edebileceği, ancak bu durumda UPC Anlaşması kapsamında Avrupa Birliği mevzuatına bağlı kalmayı taahhüt etmesinin şart olacağı belirtilmektedir. Bu durumun önündeki potansiyel engellerden birisinin ise Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 1/09 görüşü olduğu tartışılmaktadır.

UPC ve UPP HAKKINDA TEMEL BİLGİLER

UPC Anlaşması ile sözleşme yapan üye ülkeler, bir veya birden fazla taraf ülkede valide edilmiş “klasik” Avrupa patentlerinin yanında, gelecekteki üniter etkili patentler (Üniter Patent Koruması, UPP) üzerinde de ayrıcalıklı yetki alanı olan bir mahkemenin yetkisini kabul etmiştir. UPP Avrupa Birliği ülkeleri topraklarında bütüncül olarak üniter etkili bir patent sistemi yaratmaktadır. Bu düzenlemenin amacı, var olan sistemi basitleştirmek ve patent koruması ve anlaşmazlıkların halli için uygun maliyetli bir alternatif sunmak olarak önerilmektedir. Elbette uygun maliyetli bu alternatifin faaliyeti sırasındaki olumlu ve olumsuz yanları sınanmayı beklemektedir.

Yeni sistemin legal çerçevesine göre ulusal yolları kullanarak patentleri EPC üyesi ülkelerde koruma altına almak veya bir Avrupa patentini bir veya birden fazla EPC üyesi ülkede valide etmek hala mümkündür. Bunun yanında, eski sistem ile yeni sistemi beraber kullanarak üniter etkili Avrupa patentine sahip olup, bu patenti EPC sözleşmesini imzalamış diğer ülkelerde klasik Avrupa patenti olarak valide etmek de mümkündür. Sonuç olarak, gelecekte patent koruması için üç farklı yol izlenebilecektir.

ÜNİTER PATENT KORUMASI

Üniter Patent Koruması (UPP), tek başvuru ile AB üyesi ülkelerde üniter etkili Avrupa patentine sahip olmayı mümkün kılacaktır. UPP , Avrupa Patent Sözleşmesi’ne (EPC) dayandırılmıştır. Buna göre tescil öncesi süreçte değişim olmayacaktır. Klasik bir Avrupa patenti nasıl tescil ediliyorsa UPP etkili bir patent de aynı şekilde EPO tarafından tescil edilir.

Karşılaştırmalı olarak “klasik” Avrupa patentinde, patent sahibi patenti koruma niyetinin bulunduğu her üye ülkede valide etmelidir. Üye ülkelerde validasyon için farklı gereklilikler vardır. Pek çok üye ülkede patent sahibi Avrupa patentinin koruma istenen ülkenin diline çevirisi ile dosyalama yapmalı, ulusal patent ofisine yayın harcı ödemeli ve belirli zaman aralıklarında, özellikle kaydı yapılacak kopya sayısı ve kullanılacak formlar ile ilgili resmi yükümlülükleri yerine getirmelidir. Patent valide olduktan sonra patent sahibi patentin geçerli olduğu her üye ülkede yenileme harçları ödemelidir.

Üniter Patent Koruması’na sahip bir patent ise yukarıda sıralanan prosedürel işlemleri daha pratik ve merkezi bir süreçte geçirecektir.

Üniter Patent Koruması’na Sahip Bir Patentin Dili

Eğer patent EPO resmi dillerinden Almanca veya Fransızca olarak tescil edildiyse İngilizce’ye çevrilecektir. Eğer patent İngilizce olarak tescil edildiyse patent sahibinin isteğine göre AB’nin resmi dillerinden birine çevrilecektir. Çeviriler sadece bilgilendirme amaçlı olup hukuki geçerliliği yoktur. Geçiş döneminden sonra çeviriye ihtiyaç yoktur.

Üniter Patent Koruması Coğrafi Sınırlar

Mevcut durumda İspanya, İtalya ve Hırvatistan Üniter Patent Koruması’na katılmamış olup gelecekte katılımları mümkündür. Polonya Üniter Patent Koruması’na katılmış ancak UPC Anlaşması’nı imzalamamıştır. Üniter etkili Avrupa patenti sahibi, patentini Üniter Patent Koruması’na katılmayan ülkelerde (İspanya, İtalya, Hırvatistan ve henüz UPC Anlaşması’nı imzalamamış diğer üye ülkeler) klasik Avrupa patenti olarak valide edebilir. Bütün üye ülkeler UPC Anlaşması’nı imzaladığında tek başvuru ve ek olarak azami üç ulusal validasyon ile AB’nin tamamında patent koruması sağlamak mümkün olacaktır. Bunun yanında aynı patenti, AB üyesi olmayan on EPC üyesi ülkede valide etmek de elbette mümkün olacaktır.

Çeviri Masrafları

AB Yönetmelik No 1260/2012 gereğince EPO’nun resmi dili olmayan bir AB dilinde dosyalanmış patentlerin çeviri masrafları, belli bir miktara kadar karşılanacaktır.

Klasik Avrupa Patenti Ve UPP Etkili Avrupa Patenti Arasında Masraflar Bakımından Seçim

UPP ve UPC, Avrupa patent sisteminin yerine gelmemekte, sisteme yeni seçenekler eklemektedir. Buna bağlı olarak yeni patent paketi kullanıcılara yeni seçenekler sunacaktır. Patent sahibinin, tercihlerine göre klasik Avrupa patenti ve UPP etkili Avrupa patenti arasında seçim yapması gerekecektir. Klasik Avrupa patentinin maliyeti (validasyon masrafları, koruma gereken her üye ülke için yenileme harçları ve işlem masrafları) ile UPP’nin maliyeti (geçiş döneminde bir çeviri masrafı dışında validasyon masrafı yok, sadece bir tane yenileme harcı var) arasında karşılaştırma yapılması gerekmektedir.

Patent sahibi, sadece birkaç üye ülkede korumanın yeterli olup olmadığını ya da geniş coğrafi kapsamlı bir koruma alanına mı ihtiyacı olduğunu tartmalıdır. AB gümrük yönetmeliği ile üçüncü ülkelerden AB sınırları içine ithal edilecek ürünlere karşı koruma gerekip gerekmediğine karar verilmelidir.

UPC Sistemine Geçiş veya Geçiş Süreci Boyunca Sistemin Dışında Kalma

Bunlara ek olarak, patent sahibi patent için UPC’nin ayrıcalıklı yetki alanının mı yoksa yetki alanı daha kısıtlı olan ulusal mahkemeleri kullanmanın mı daha iyi olacağına karar vermelidir. UPC’nin ayrıcalıklı yetki alanını kullanmak UPP için zorunludur ancak ilk etapta klasik Avrupa patenti için zorunlu değildir (yedi yıllık geçiş dönemi mevcuttur ve patent sahibi dâhil olmamaya karar verebilir). Ulusal patentler, ulusal mahkemelerin yetki alanında olmaya devam edecektir.

AVRUPA PATENT MAHKEMESİ (UPC)

UPC Anlaşması, imzalayan bütün üye ülkeleri kapsayan bir birleşik patent yetki alanı oluşturma amacı gütmektedir. UPC, sözleşmeyi imzalayan üye ülkelere ortak bir mahkeme olacak ve ülkelerin hukuki sisteminin bir parçası olacaktır. UPC, İlk Derece Mahkemesi (CFI), Temyiz Mahkemesi ve Sicil birimlerinden oluşacaktır.

UPC, klasik Avrupa patentleri, üniter etkili Avrupa patentleri, bu tür patentin kapsadığı ürünler için çıkarılmış ek koruma sertifikaları ve Avrupa patent başvuruları ile ilgili davalarda ayrıcalıklı yetkiye sahip olacaktır. UPC’nin aldığı kararlar, UPC Anlaşması’nı kabul eden üye ülkeleri kapsayacaktır. UPC’nin ulusal patentler veya ulusal patentler için çıkarılmış ek koruma sertifikaları üzerinde yetkisi olmayacaktır.

UPC ayrıca Avrupa Patent Ofisi’nin UPP yönetmeliğinde belirtilen görevleri yerine getirmek üzere attığı kararlar hakkında davalar üzerinde ayrıcalıklı yetkiye sahip olacaktır.

UPC pek çok birimden oluşan tek bir mahkeme olacaktır. Mahkeme heyetleri çokuluslu olacaktır ve aynı usul kuraları çerçevesinde hareket edecektir. UPC Temyiz Mahkemesi’ne UPC kararları hakkında temyiz başvurusu yapılabilir.

UPC Coğrafi Yapılanma

UPC’nin bir merkez birimin yanında yerel ve bölgesel birimleri olacaktır. Merkez birim Paris’te olacaktır, Brexit öncesi anlaşma metnine sadık kalınarak ifade edilirse Londra ve Münih’te özel patent sınıflandırmalarına göre ilgili patentlere dair davalar görülecektir (Londra: insanların temel ihtiyaçları, kimya ve metalürji; Münih: makine mühendisliği, aydınlatma, ısıtma, silahlar ve patlayıcılar). Sözleşmeyi imzalayan her üye ülke, bir ya da birden fazla ülkeyle beraber, UPC’nin bir parçası olarak dört taneye kadar yerel birim veya bir tane bölgesel birim kurulmasını UPC’den talep edebilir.

Davanın Açılacağı Birim

İhlaller, ihtiyati tedbir, geçici koruma ve/veya önceki kullanımdan kaynaklanan tazminatlar ile ilgili davalar, ihlalin gerçekleştiği veya davalının ikamet ettiği veya ticari faaliyetinin bulunduğu yerdeki yerel/bölgesel birimde açılacaktır. Böyle bir durumda davalı, ihlalin gerçekleştiği yerdeki birim veya davalının ikamet ettiği veya ticari faaliyetinin bulunduğu yerdeki birim arasında seçim yapabilir. Eğer suçlama konusu ihlal birden fazla yerel veya bölgesel UPC biriminin yetki alanına giriyorsa, ihlalin yapıldığı yere göre davanın açılacağı birimin seçilmesi mümkündür. Eğer davalının ikamet ettiği veya ticari faaliyetinin bulunduğu yer sözleşmeyi imzalamış üye ülkelerin sınırları içinde değilse, dava ihlalin gerçekleştiği yerdeki yerel/bölgesel birimde veya merkez birimde açılacaktır.

EPO’nun UPP İle Bağıntılı Olarak Aldığı Kararlar

EPO’nun UPP ile bağıntılı olarak aldığı kararlar hakkında açılan davalar her zaman merkez birimde açılacaktır.

Paralel Davalar

Eğer bir ihlal davası UPC’nin yerel veya bölgesel biriminde açıldıysa ve aynı yerel veya bölgesel birime hükümsüzlük için karşı talep yapıldıysa, UPC Anlaşması’na göre üç farklı senaryo mevcuttur:
(i) Söz konusu yerel veya bölgesel birim, ihlal davasını ve hükümsüzlük için karşı talebi beraber görmeye karar verebilir;
(ii) Söz konusu yerel veya bölgesel birim, hükümsüzlük için karşı talebi merkez birime havale edebilir ve duruma göre ihlal davasını askıya alabilir ya da görmeye karar verebilir (davaların ikiye ayrılması);
(iii) Tarafların da onayıyla, söz konusu yerel veya bölgesel birim, ihlal davasını ve hükümsüzlük için karşı talebi birlikte görülmek üzere merkez birime havale edebilir.

Yasal İşlemlerin Dili

Yasal işlemlerin dilinin yerel birimin ait olduğu sözleşmeyi imzalamış üye ülkenin resmi dili veya dillerinden birisi olması veya bölgesel birimi paylaşan ülkelerin seçtiği resmi dil veya dillerden biri olması UPC’nin ana kuralı olacaktır. Merkez birimde yasal işlemlerin dili patentin tescil edildiği prosedürel dil olacaktır. Fakat sözleşmeyi imzalamış üye ülkelerin yerel veya bölgesel birimin yasal işlem dillerine ek olarak veya o dillerin yerine EPO’nun resmi dillerinden (İngilizce, Almanca veya Fransızca) bir ya da birden fazlasını kullanmasını mümkün kılacak istisnalar mevcuttur. Bazı koşullarda yerel veya bölgesel birimin yasal işlem dilini, patentin dili ile değiştirmek de mümkün olacaktır.

Temyiz Mahkemesi

UPC Temyiz Mahkemesi’nin merkezi Lüksemburg’da olacaktır. Sicil de Temyiz Mahkemesi ile aynı yerde olacaktır. Hakimler çokuluslu olacaktır ve UPC’nin usul kuralları çerçevesinde hareket edecektir. Temyiz Mahkemesinin yasal işlem dili İlk Derece Mahkemesi’nin yasal işlem dili ile aynı olacaktır.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Görevi

UPC, sözleşmeyi imzalayan üye ülkeler için ortak bir mahkeme olacaktır. Bu nedenle, her ulusal mahkeme gibi AB hukukunun yorumlanması ve uygulanması hakkında ön karar taleplerini Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın 267. maddesinde öngörülen usule uygun şekilde Avrupa Adalet Divanı’na havale etmesi gerekmektedir.

Temsil

UPC önünde taraflar, sözleşmeye imza atmış ülkelerde avukatlık yapma yetkisi olan avukatlar veya Avrupa Patent Sertifikası gibi uygun sertifikasyona sahip bir Avrupa Patent Vekili tarafından temsil edilecektir.

Geçiş Süreci: Dahil Olmama Durumu ve Mahkeme Seçimi

UPC Anlaşması’nda bir geçiş süreci belirlenmiştir. Bu geçiş süreci sadece klasik Avrupa patentleri için geçerlidir. Üniter etkili Avrupa patentleri için geçerli değildir. Geçiş süreci yedi yıldır ancak patent sisteminin kullanıcılarına danışma esasına ve Divan’ın görüşlerine bağlı olarak yedi yıl daha uzatılabilir.

Geçiş sürecinde klasik Avrupa patentleri veya öyle bir patent ile korunan bir ürün için çıkarılmış ek koruma sertifikası (SPC) hakkında ihlal veya hükümsüzlük davaları eğer UPC’de açılmadıysa ulusal mahkemelerde açılabilir.

Bunlara ek olarak geçiş döneminde, eğer UPC’de hakkında dava açılmamışsa, geçiş döneminin bitmesinden önce onaylanmış veya başvurulmuş bir Avrupa patenti sahibi –veya başvuran kişi– veya öyle bir patent tarafından korunan bir ürün için çıkarılmış SPC sahibi de patentte/başvuruda/SPC’de dâhil olmamaya karar verebilir. Bunun için dâhil olmama talebini Sicil’e kayıt ettirmesi gerekmektedir. Dâhil olmama talebi Sicil’e kayıt edildikten itibaren geçerlidir ve istenilen zaman geri çekilebilir. Üniter etkili patentlerde dâhil olmamayı seçmek mümkün olmayacaktır.

UPC’nin Yargıçları

Mahkemeyi hem hukuki olarak kalifiye yargıçlar hem de teknik olarak kalifiye yargıçlar yürütecektir. Yargıçlar sözleşmeyi imzalamış üye ülkelerden birinin vatandaşı olmalıdır. Yargıçlar ayrıca yüksek yetkinliğe sahip, patent davalarında deneyimli ve EPO’nun resmi dillerinden en az birini iyi biliyor olmalıdır.

Hukuki olarak kalifiye yargıçlar, kendi sözleşmeyi imzalayan üye ülkelerinde yargısal pozisyona atanabilecek yetiye sahip olmalıdır. Teknik olarak kalifiye olan yargıçların üniversite diploması ve bir teknoloji alanında uzmanlığı olmalıdır. Ayrıca medeni hukuk ve patent davaları ile ilgili kurallar konusunda bilgili olmalıdır.

Arabuluculuk, Tahkim ve Eğitim

Ljubljana ve Lizbon’da bir patent arabuluculuk ve tahkim merkezi ve Budapeşte’de yargıçlara eğitim sağlamak için bir eğitim destek altyapısı kurulacaktır.

UPC’nin Faydaları – Dahil Olmamayı Seçmemek İçin Nedenler

Klasik Avrupa patenti sahibi bir kişi patentini UPC’nin yetki alanına dâhil etmemeyi seçebilir. Patent sahibi bu seçimi yaparken, UPC önünde dava açmanın avantaj ve dezavantajlarını tartmalıdır. UPC’nin avantajları şöyledir:
(i) Birleşik içtihat sayesinde öngörülebilirliğin artması ve paralel davalardan kaçınılması
(ii) Yargıların (talimatlar, tazminatlar) AB üyesi 25 ülkede geçerli olması
(iii) Üye ülkelerdekinden daha hızlı ilerleyen bir süreç olması

UPC Birimleri Arasında Seçim

Kimi ihlal davalarında davacının, ihlal yeri ve davalının ikametgâhına bağlı olarak UPC birimleri arasında seçim yapması gerekliliği olabilir. Bu kararın asıl olarak birimlerin mahkeme yerinin ve yasal işlem dilinin elverişliliğine bağlı olarak verilmesi gerekir.